usis - mkm
ucuncubinyil.com
AnasayfaDers Bilgi BankasıDers NotlarıSohbetİletişim
kullanıcı adı:     şifre:    Beni Hatırla       
okuma konusma ing
eylülde sınavı varmıs galiba.nerden calısılır ne edilir bu dersle ilgili hangi kaynak kullanılır sene icinde???


gönderen: alıjanjana - 19/08/2007 - 16:07
 Soru Hakkında Yazılan Cevaplar:
yorum yapan(tarih) yorum
atkn
(19/08/2007 - 21:10)
biraz önce yildizz.com dan aldım kelimeleri çıkar m çıkmaz mı bende bilmiyorum

UNIT 1 FANTASY WORLD


PART I FANTASY WORLD

controversy münakaşa,itlaf
dimension boyut,mertebe,genişlik,ölçü
genre sitil,tür,tarz
oblivious bihaber,ilgisiz

PART II THE MATRIX

captivity esaret,tutsaklık
destined yazılmış,mahkum edilmiş
enslaved esir etmek,köle yapmak
eternal ezeli-ebedi
forsake terk etmek
omniscient herşeyi bilen alim
proverbial herkesçe bilinen,atasözü
resurrect diriltmek
sacrificied kurban etmek,feda etmek
sequal birşeyin devamı sonucu
spritual ruhsal

PART III THE LORD OF THE RINGS

allegory alegori,kinaye,hikaye
bolster desteklemek
cast savurmak,yaymak
convalescence iyileşmek
cunning kurnaz,kurnazlık,becerikli
devastation harap etmek
dot noktalamak,nokta,benek
dung gübre(lemek),hayvan pisliği
eerily ürküterek,ürkütücü
elaborate ayrıntılı,detaylı
enchantment büyü,sihir
envelop sarmak
filth igrenç
lice bit(çoğul)
reminiscent hatırlatan,hatırlayan
spoils artık,kalan,döküntü
treachery ihanet,vefasızlık
trench hendek,çukur
trilogy üçlü,üçlü eser
tyrant diktatör
vicious kötü,bedhah,art niyetli


UNIT 2 HUMAN RIGHTS


arbitrary kişisel,keyfi
decent saygılı,nezih bir şekilde
dignity saygınlık,itibar
discrimination ayrımcılık
entitled to isminde,adlı
equality eşitlik
harassment bezdirmek,usandırmak
inhumane insanlık dışı
justice haklı muamele yapmak
liberty hürriyet
slavery kölelik
torture işkence
violate kutsallığını bozmak,tecavüz


UNIT 3 GENDER


assertive iddialı,kendine güvenen
assing tayin,atama,paylama
competent kabiliyetli,yetenekli,usta
comprise kapsamak,ihtiva,-den oluşmak
conform itaat etmek,uyma
deed iş,eylem,senet,tapu
distribution dağıtmak,tanzim
embrace kabul etmek,benimsemek
inculcate telkin,kafasına sokmak
invasion istila
notion fikir,görüş,tanı
portray tanımlama,tasvir
rebellious asilik
reinforce güçlendirme,takviye
seductive ayartıcı,baştan çıkarıcı
submissive boyun eğmek


UNIT 4 GLOBALIZATION


accelerate hızlandırmak
deforestation ormansızlaştırma
deregulation düzensizleştirme
dilemma ikilem,çımaz
emerge zuhur etme,ortaya çıkma
enforcement uygulama,zorlama,icra
impediment ayak bağı,engel
implementation yerine getirme,infaz
interdependency bağımlılık,tabi olma,ek bina
intergovernmental
legislation yasama,kanun yapma
liquidation likide etmek,paraya çevirmek
multilateral çok yanlı,çok milletli
predominant baskın,üstün
reactivate tekrar yürülüğe sokmak
redefine tekrar tanımlamak
relocate başka bir yere taşıma koyma
sovereignty hakimiyet,egemenkik
traffic alışveriş
transnational ulusal sınırları aşan
transparency açıklık,şeffaflık
undermine baltalama,zarar verme
unrestricted sınırsız


UNIT 5 CULTURAL ISSUES


affectation yapmacık haraket
aliennation yabancılaşma
consolidate toplama,birleştirme,güçlendirme
contribute katkıda bulunma,yardım
cultivate terbiye etme,yetiştirme
exploit istismar,sömürmek
imposition vergi,zorlama,zahmet
internalize özümsemek
prominent belirgin,göze çarpan,çıkıntılı
superficial yüzeysel,üstünkörü
tendency eğilim,meyil










1. accelerate: hızlandırmak. hızlanmak.
2. facilitate: kolaylastirmak. rahatlatmak. yardim etmek.
3. commerce: ticaret.
4. intensify: yoğunlaşmak. yoğunlaştırmak.
5. scope:kapsanan alan
6. integral:gerekli ve önemli herseyi kapsayan. bütünün parçasi olan. tümleyen.
7. widespread: yaygın. geniş alana yayılmış.
8. infrastructure: altyapı sistemi.
9. commodity: esya. mal. ürün.
10. hasten: hızlandırmak, hız vermek, sıkıştırmak, acele ettir/acele et; acele etmek; acele ettirmek.
11. prominent: belirgin. belli. göze çarpan. ünlü. önemli. seçkin.
12. relief: ferahlama. rahatlama. kurtarma. kurtuluş. takviye kuvvetleri. iç rahatlığı. iç ferahlığı. avuntu. yardım.
13. collapse:yıkılmak. çöküş. yıkılış. çökme. yıkılma. ani düşüş. yıkım. başarısızlık. güçten düşme.
14. contemporary: modern.
15. ultimately: en sonunda. sonuçta.
16. culminate: (in ile) doruğuna yükselmek. sonuçlanmak.
17. dissolution: sona erme. bozma. bozulma.çözülme
18. oversee: göz kulak olmak. bakmak. izlemek.yönetmek.
19. domain: malikâne. mülk. memleket. ülke. alan. ilgi alanı
20. condemn: kınamak. ayıplamak. mahkûm etmek.
21. Intervention: aracılık yapmak. araya girmek
22. gripping: ilgi çekici. dikkat çekici. sürükleyici.
23. significant: önemli. anlamli. degerli.
24. endure: katlanmak. tahammül etmek.
25. unfold: göz önüne sermek. açıklamak. ortaya çıkarmak.
26. crackdown: sıkı tedbir, yasaklama,. kısıtlama. engelleme.
27. profound: derin. bilgili. etkileyici.
28. troops: grup/takım/asker. askerler.
29. revival:yeniden canlanma.hayat bulma.önem kazanma
30. conflict: çatışma
31. underpin:desteklemek
32. venture: göze almak. tehlikeli girişim. tehlikeli iş. macera.
33. vast: çok büyük, geniş
34. destabilize:dengesini bozmak
35. trigger:tetiklemek. (off ile) başlatmak. neden olmak. yol açmak
36. instantaneously: aniden. hemen. derhal.
37. corporation: anonim şirket.
38. construct: inşa etmek. yapmak. kurmak.yapılandırmak
39. retreating: geri çekilmek, düşman önünden çekilmek.
40. restricted:sınırlı/ restrict: sınırlamak.
41. domestic: ev/aile ile ilgili. evcil. Yerli
42. realm: alan.
43. emerge: ortaya çıkmak.
44. evolve: gelişmek. değişmek. evrim geçirmek.
45. longstanding: uzun süredir var olan. çok eski.
46. obsolete: eskimis. eski. modasi geçmis.
47. manufacturing: yapim. üretim. imalat (ile ilgili).
48. flexitime: esnek çalışma saatleri sistemi.
49. consulting: danismanlik yapan. danisman olan./ consult: danışmak. başvurmak. (with ile) görüşmek. görüş alışverişinde bulunmak.
50. disseminate: (düşünce.haber.vb.) yaymak. saçmak.
51. migration: göç
52. contribute: katkıda bulunmak
53. massive: büyük. iri. kocaman. güçlü. Kuvvetli
54. affluent: zengin. varlıklı. hali vakti yerinde.
55. outlook: görünüş, görünüm. bakış açısı. ileriki olasılıklar.
56. opponent: karşı, karşıki; zıt, karşıt; rakip,muhalif
57. smother: havasızlıkdan ölmek. boğulmak. boğmak. kaplamak. (bir hareket ya da durumu) bastırmak. Sindirmek
58. diversity: çeşitlilik.
59. fragmentation: parçalanma. dağılma.
60. consequence: sonuç. önem.
61. dam: baraj
62. mount: gittikçe artmak
63. build-up: oluşturmak, desteklemek,toparlanmak,// buildup: gelişme. büyüme. çoğalma
64. devastating: yok edici. yıkıcı.
65. afflict: üzmek. acı vermek. sıkıntı vermek.
66. irreversibly: dönülemez, ters çevrilemez, kesin,
67. constantly: daima. sürekli.
68. uneven: pürüzlü. değişken. kararsız. düzensiz.
69. benign:faydalı,iyi huylu
70. expansion: genişleme. genleşme. büyüme. yayılma.
71. inadequate: yetersiz.
72. disparity: eşitsizlik. fark.
73. steadily: durmadan.
74. savings:birikmiş para,tasarruf
75. welcome:kabul etmek. hoş karşılamak.
76. particularly: özellikle.
77. claim: sahip çıkmak. iddia etmek/istek. talep.
78. altering: değişim.// alter: değişmek, başkalaşmak.değiştirmek


THE TRUMAN SHOW
Phony: sahte
Scripted: yazılı metni olan
Squelch: susturmak. bastırmak.bitirmek.
Surveillance: gözetim. gözaltı.izlemeye alma.
Omnipresent: her yerde ve her zaman hazır.aynı anda her yerde olma.
Monolithic: bütün. tek parça.
Manifestation: belli etme. ortaya koyma. görünme.
Whisk: hızla hareket ettirmek.
Conditioned: uygun bir duruma getirilmiş. şarta bağlı. ıslah edilmiş. koşullu.
all-consuming: etkileyici. büyüleyici.
Grieve: üzülmek. acı çekmek. çok üzmek. mutsuz etmek.. kahretmek. Kahrolmak
Grief: acı. keder.üzüntü
Genuine: hakiki. gerçek.
Gross: tiksindirici.iğrenç. kötü. berbat. çirkin. saldiriyla ilgili. sürekli saldiri
Deceitful: hilekar. yalancı. aldatıcı. sahte. yapmacık.
Ingenious: becerikli. usta. ustaca yapılmış.
Obstacle: engel, mâni
Suspicious: şüpheli. kuşkulu.
Parody: parodi, gülünç bir sekilde taklit etmek.
Despise: hakir görmek. küçümsemek. hor görmek. nefret etmek.
Assault: aniden ve vahşice saldırmak. ani saldırı. hücum.atak
Astonishing: şasırtıcı, hayret verici, şaşılacak
Astonishingly : şaşılacak surette.
Ontology: ontoloji. varlıkbilim.
Unpredictable: önceden bilinemez / kestirilemez. (insanlar) güvenilemez. kararsız. ne yapacağı belli olmaz.
Genocide: soykırım,katliam
Elevate: yükseltmek. yüceltmek. kaldırmak. terfi ettirmek.
Reveal: ortaya çikarmak. açiga vurmak. ifsa etmek.açıklamak
Subtlety: incelik. kurnazlık.anlaşılması zor olan

HUMAN RIGHTS
Dignity: değer. saygınlık. ciddiyet. yüksek mevki. rütbe. ağırbaşlılık.
Harassment:bezdirmek, rahatsız etmek, çok yormak, sıkmak,.usanç.
Equality: eşitlik.
Discrimination: ayrımcılık.
Torture: işkence. işkence etmek.
Decent: uygun. elverişli. yeterli.
Justice: adalet.
Violate: ihlal etmek.
Liberty: özgürlük.
Slavery: esaret. esirlik. kölelik. kulluk.
Inhumane: insafsız. acımasız. kaba. insanlık dışı.
entitled to: yetki vermek
Arbitrary: isteğe göre. keyfi. seçmeli. rasgele seçilmiş. nedensiz seçilmiş.

Morningrise (09.07.2007.20.03)
hop! hmm o da var :D

1. accelerate: hızlandırmak. hızlanmak.
2. facilitate: kolaylastirmak. rahatlatmak. yardim etmek.
3. commerce: ticaret.
4. intensify: yoğunlaşmak. yoğunlaştırmak.
5. scope:kapsanan alan
6. integral:gerekli ve önemli herseyi kapsayan. bütünün parçasi olan. tümleyen.
7. widespread: yaygın. geniş alana yayılmış.
8. infrastructure: altyapı sistemi.
9. commodity: esya. mal. ürün.
10. hasten: hızlandırmak, hız vermek, sıkıştırmak, acele ettir/acele et; acele etmek; acele ettirmek.
11. prominent: belirgin. belli. göze çarpan. ünlü. önemli. seçkin.
12. relief: ferahlama. rahatlama. kurtarma. kurtuluş. takviye kuvvetleri. iç rahatlığı. iç ferahlığı. avuntu. yardım.
13. collapse:yıkılmak. çöküş. yıkılış. çökme. yıkılma. ani düşüş. yıkım. başarısızlık. güçten düşme.
14. contemporary: modern.
15. ultimately: en sonunda. sonuçta.
16. culminate: (in ile) doruğuna yükselmek. sonuçlanmak.
17. dissolution: sona erme. bozma. bozulma.çözülme
18. oversee: göz kulak olmak. bakmak. izlemek.yönetmek.
19. domain: malikâne. mülk. memleket. ülke. alan. ilgi alanı
20. condemn: kınamak. ayıplamak. mahkûm etmek.
21. Intervention: aracılık yapmak. araya girmek
22. gripping: ilgi çekici. dikkat çekici. sürükleyici.
23. significant: önemli. anlamli. degerli.
24. endure: katlanmak. tahammül etmek.
25. unfold: göz önüne sermek. açıklamak. ortaya çıkarmak.
26. crackdown: sıkı tedbir, yasaklama,. kısıtlama. engelleme.
27. profound: derin. bilgili. etkileyici.
28. troops: grup/takım/asker. askerler.
29. revival:yeniden canlanma.hayat bulma.önem kazanma
30. conflict: çatışma
31. underpin:desteklemek
32. venture: göze almak. tehlikeli girişim. tehlikeli iş. macera.
33. vast: çok büyük, geniş
34. destabilize:dengesini bozmak
35. trigger:tetiklemek. (off ile) başlatmak. neden olmak. yol açmak
36. instantaneously: aniden. hemen. derhal.
37. corporation: anonim şirket.
38. construct: inşa etmek. yapmak. kurmak.yapılandırmak
39. retreating: geri çekilmek, düşman önünden çekilmek.
40. restricted:sınırlı/ restrict: sınırlamak.
41. domestic: ev/aile ile ilgili. evcil. Yerli
42. realm: alan.
43. emerge: ortaya çıkmak.
44. evolve: gelişmek. değişmek. evrim geçirmek.
45. longstanding: uzun süredir var olan. çok eski.
46. obsolete: eskimis. eski. modasi geçmis.
47. manufacturing: yapim. üretim. imalat (ile ilgili).
48. flexitime: esnek çalışma saatleri sistemi.
49. consulting: danismanlik yapan. danisman olan./ consult: danışmak. başvurmak. (with ile) görüşmek. görüş alışverişinde bulunmak.
50. disseminate: (düşünce.haber.vb.) yaymak. saçmak.
51. migration: göç
52. contribute: katkıda bulunmak
53. massive: büyük. iri. kocaman. güçlü. Kuvvetli
54. affluent: zengin. varlıklı. hali vakti yerinde.
55. outlook: görünüş, görünüm. bakış açısı. ileriki olasılıklar.
56. opponent: karşı, karşıki; zıt, karşıt; rakip,muhalif
57. smother: havasızlıkdan ölmek. boğulmak. boğmak. kaplamak. (bir hareket ya da durumu) bastırmak. Sindirmek
58. diversity: çeşitlilik.
59. fragmentation: parçalanma. dağılma.
60. consequence: sonuç. önem.
61. dam: baraj
62. mount: gittikçe artmak
63. build-up: oluşturmak, desteklemek,toparlanmak,// buildup: gelişme. büyüme. çoğalma
64. devastating: yok edici. yıkıcı.
65. afflict: üzmek. acı vermek. sıkıntı vermek.
66. irreversibly: dönülemez, ters çevrilemez, kesin,
67. constantly: daima. sürekli.
68. uneven: pürüzlü. değişken. kararsız. düzensiz.
69. benign:faydalı,iyi huylu
70. expansion: genişleme. genleşme. büyüme. yayılma.
71. inadequate: yetersiz.
72. disparity: eşitsizlik. fark.
73. steadily: durmadan.
74. savings:birikmiş para,tasarruf
75. welcome:kabul etmek. hoş karşılamak.
76. particularly: özellikle.
77. claim: sahip çıkmak. iddia etmek/istek. talep.
78. altering: değişim.// alter: değişmek, başkalaşmak.değiştirmek


THE TRUMAN SHOW
Phony: sahte
Scripted: yazılı metni olan
Squelch: susturmak. bastırmak.bitirmek.
Surveillance: gözetim. gözaltı.izlemeye alma.
Omnipresent: her yerde ve her zaman hazır.aynı anda her yerde olma.
Monolithic: bütün. tek parça.
Manifestation: belli etme. ortaya koyma. görünme.
Whisk: hızla hareket ettirmek.
Conditioned: uygun bir duruma getirilmiş. şarta bağlı. ıslah edilmiş. koşullu.
all-consuming: etkileyici. büyüleyici.
Grieve: üzülmek. acı çekmek. çok üzmek. mutsuz etmek.. kahretmek. Kahrolmak
Grief: acı. keder.üzüntü
Genuine: hakiki. gerçek.
Gross: tiksindirici.iğrenç. kötü. berbat. çirkin. saldiriyla ilgili. sürekli saldiri
Deceitful: hilekar. yalancı. aldatıcı. sahte. yapmacık.
Ingenious: becerikli. usta. ustaca yapılmış.
Obstacle: engel, mâni
Suspicious: şüpheli. kuşkulu.
Parody: parodi, gülünç bir sekilde taklit etmek.
Despise: hakir görmek. küçümsemek. hor görmek. nefret etmek.
Assault: aniden ve vahşice saldırmak. ani saldırı. hücum.atak
Astonishing: şasırtıcı, hayret verici, şaşılacak
Astonishingly : şaşılacak surette.
Ontology: ontoloji. varlıkbilim.
Unpredictable: önceden bilinemez / kestirilemez. (insanlar) güvenilemez. kararsız. ne yapacağı belli olmaz.
Genocide: soykırım,katliam
Elevate: yükseltmek. yüceltmek. kaldırmak. terfi ettirmek.
Reveal: ortaya çikarmak. açiga vurmak. ifsa etmek.açıklamak
Subtlety: incelik. kurnazlık.anlaşılması zor olan

HUMAN RIGHTS
Dignity: değer. saygınlık. ciddiyet. yüksek mevki. rütbe. ağırbaşlılık.
Harassment:bezdirmek, rahatsız etmek, çok yormak, sıkmak,.usanç.
Equality: eşitlik.
Discrimination: ayrımcılık.
Torture: işkence. işkence etmek.
Decent: uygun. elverişli. yeterli.
Justice: adalet.
Violate: ihlal etmek.
Liberty: özgürlük.
Slavery: esaret. esirlik. kölelik. kulluk.
Inhumane: insafsız. acımasız. kaba. insanlık dışı.
entitled to: yetki vermek
Arbitrary: isteğe göre. keyfi. seçmeli. rasgele seçilmiş. nedensiz seçilmiş.

anntimakina
(20/08/2007 - 10:12)
çalış geçersin.
darkangel
(21/08/2007 - 16:55)
bu sınav da yeterlilik gibi mi oluyo şimdi?

Cevap Ekle

 
a305teyim.com © 2007 - forzamakine tarafından hazırlanmıştır.
a305teyim.com YTÜ makine mühendisliği öğrencileri tarafından hazırlanmış olup, burada yazılan hiçbir içerikten sorumlu tutulamaz. yazılan her yorum kişinin kendisine aittir.
a305teyim.com üyelerinin kişisel verilerini saklı tutar, başka kurum ya da kuruluşlarla paylaşmaz ancak gerektiğinde yasal mercilerin istemesi üzerine bu bilgiler aleyhinize kullanılabilir.