usis - mkm
ucuncubinyil.com
AnasayfaDers Bilgi BankasıDers NotlarıSohbetİletişim
kullanıcı adı:     şifre:    Beni Hatırla       
İleri ingilizce 1-2 muhafiyet sınavı
Arkadaşlar diyelim ki bu ileri ing muhafiyet sınavına önümüzde ki 15 tatil de girdik ve geçemedik..İleri ing 1 i geçmiş olsak bile kalmış mı sayılırız yoksa 2 ye devam mı ederiz??
Bu ne biçim soru tabiiki geçersin gibi cevapları beklemiyorum arkadaşlar ben gittim sordum şöyle şöyle diyecek varsa yazsın bu sorunun cevabını hoca veremedi çünkü


gönderen: eozsoyeri - 02/01/2008 - 22:19
 Soru Hakkında Yazılan Cevaplar:
yorum yapan(tarih) yorum
n\a
(02/01/2008 - 22:21)
Bu ne biçim soru tabiiki geçersin
n\a
(02/01/2008 - 22:32)
Sen bunları boşver. Sana bir abi tavsiyesi; ileri ingilizce kelimeleri diye 80-90 tane kelime var. Bunları internetten bul, sınavdan bir gün önce çalışmaya başla, sınava gir ve geç. Kalsan bile hiçbir yan etkisi olmaz. 2.sınıfın başında da aynı taktikle okuma konuşmayı geçersin. (Ben ilk defada A- ile geçmiştim.) Anladın mı dostum. Bu kadar basit. Sadece ezberle ve geç...
eozsoyeri
(02/01/2008 - 23:42)
Teşekkür ederim zaten öyle yapıyorum noltarım da oldukça iyi ama bari ikinci dönem gidip gelmiyim boşuna diyorum
abay
(03/01/2008 - 00:41)
brder soruları internette nerden buldun
eozsoyeri
(03/01/2008 - 16:58)
Ben derse giriyorum kelimeleri hocalar yazdırıyo zaten.Ama okulun bir forumu var adını hatırlamıyorum kırmızı tonlu bi sayfa orada rastlamıştım.
n\a
(03/01/2008 - 17:45)


Kelimeler bunlar.



Frugal: kanaatkâr, idareli,
Circumstances: mali durum/koşullar.
Supply: sağlamak
Spare: ihtiyat
Consumption: sarf etme
İnappropriate: uygun olmayan
Consequences: (metinde) netice, sonuç
Privation: mahrumiyet
İrrelevant: ilgisiz
Proportion: orantı
Compile: derlemek
Liberty: özgürlük
Autonomy: kendi kendini idare etme hakkı
Conducive: olanak sağlayan.
Mention: anma, bahsetmek
Accomplishing: üstesinden gelmek, başarmak
Simplicity: kolaylık. yalınlık. sadelik.
Precious: kıymetli. değerli. çok.
İnsight: bir şeyin içyüzünü kavrama.
İndeed: gerçekten
Prosperous: başarılı. zengin
Praise: övme. övgü. şükran.


How to Grow Old and Stay Young

Life Expectancy: ortalama ömür
Centenarian: yüz yaşındaki kimse
Distinguishes: ayırt etmek, ayırmak
Vigorous: güçlü. dinç. enerjik.
İndicates: kısaca tanımlamak
Outlook: görünüm. bakış açısı
Multitude: çokluk
Bias: eğilim. Meyil, önyargı
İnterpretation: yorum. tefsir. açıklama.
Mind set: bkz. outlook
Gratitude: minnettarlık
Trigger: tetiklemek
İnconveniences: Problem, münasebetsizlik, uygunsuzluk
İnsult: hakaret. onur kırma. aşağılama.
Delay: geç kalmak
Aspect: parça
Realization: gerçekleşme/anlama,
Setback: işin ters gitmesi, aksilik
Upside to it: vice versa
Sophomore: ABD üniversite ya da liselerinde ikinci sınıf öğrencisi
Proactive: (bir kişi , politika , vb ile ilgili olarak) inisiyatifi ele alan
Ruminate: aklında evirip çevirmek.
İnflexible: inatçı, eğilmez, kararlı,
Procrastinate: geciktirmek, ertelemek, ağırdan almak
Envisions: planlamak, tahayyül etmek
Possess: malik olmak, sahip olmak, mutasarrıfı olmak;
Conflicts: çekişme, zıtlaşma, çarpışma
Get rid of: elemek
Sibling: abla-kardeş
Resentment: içerleme, gücenme, dargınlık
Distract: dikkatini başka yöne çevirmek
Tedium: sıkıcılık, can sıkıntısı, bezginlik.
Relieve: (ağrı.acı.sıkıntı.vb.) dindirmek. hafifletmek. azaltmak. yatıştırmak
Equivalent: muadil; müsavi, eşit
Democratize: bir şeyi herkesin kullanımına açmak
Cope with the change: being flexible

An American Finding Her Chinese Face

Fulfilled:memnun olmuş or satisfaction by gain happiness achieving one’s potentialàfully
More in tune:iyi bilinen, tanıdık
Blend:karıştırmak
Native:yerli
Spit out:tükürmek
Congested:kalabalık
Frustrations:hayal kırıklığı
Coming to terms:tanıdık;yakın gelmeye başlamak
Enthusiasm:heves
Incredulous:kuşkulu,inanmadığını belirten
Struggle:çabalamak
Fullfilled: yerine getirmek
Smoothly: gayet yolunda olmak
Native: yerli
Congested: kalabalık
Enthusiasm: istek, arzu
İncredulous: kuşkusu olan
Struggling: çalışmak

A Clean Break

Drumming:davul çalmak Utter:söylemek
Imply:ima etmek
call to theàConjures up:akla gelmek mind
Heinous:gaddarca Restrictive:sınırlayıcı
Confine:sınırlamak Inconsequential:önemsiz
Momentous:ciddi,önemli
Complacency:gönül rahatlığı Come to grips with:ciddiyetle ele almak
Mowed the lawn:makine ile çimleri kesmek
Unfold:ortaya çıkmak, başlamak Occasion:önemli gün, (parti gibi)
Eager:istekli
Gurgle:lıkırdamak,gülmek Fare:yiyecek
Put myself in a spot:kendini rahatsız bir duruma sokmak
Sizle:cızırdamak Bare:soymak
Wrapping:ambalaj
Freze tag:yakan top tarzı bir oyun Ruddy:parlak kırmızı, al
Streak:çizgi
Band:şerit, kayış, bant, kuşak
Charcoal:mangal kömürü Indiscriminate:rastgele, karışık
yol Trek:buradaJanlamında (uzun ve zor yolculuk) Star Trek
Toss:atmak;fırlatmak
Surreptitious:gizlice, el altından
Dispose of:kurtulmak, başından atmak Dread:korku,dehşet verici
Diminish:azalmak Hysteria:aşırı coşku, büyük heyecan
Mustard:hardal
Neat:düzenli, temiz, derli toplu
Squirt:fışkırtmak
Tong:maşa
Hiss:tıslamak
Maliciously:haince
Posied over:hazır beklemek
Wipe:temizlemek
Paper napkin:kağıt peçete
Heap:kümelemek, yığmak
Lawn:çim, çimenlik
Knot:düğüm
Sneak:sıvışmak
Dump:yere dökmek, düşürmek
Wretched:berbat, rezil
Gang:grup
Devour:hırsla yiyip yutmak
Patty:yassı köfte
Bent down:eğilmek
Startle:şaşırmak
Rummage:altüst edip aramak
Swift:çabuk
Frantic:çılgın Lousy:berbat, rezil
Numb:uyuşmak Soggy:hamurlaşmış
Limp:yumuşak, güçsüz Fierce:acımasız, aşırı
Peer:dikkatle bakmak Weary:yorgun, bitkin
Kitchen counter:tezgah Enfeeble:çok güçsüz
Uncluttered:düzenli Appliance:alet, gereç, araç
Solitary:yalnız, tek Dejected:üzgün
Swooped up:çullanmak Ragged:yırtık, pırtık
Relief:ferahlama, rahatlama
Intact:bozulmamış, bütün Entirely: tamamen
Remote: uzak, aynı çevrede bulunmayan Aversion: iğrenme, nefret etme
Confide: itiraf Audibly: duyulabilir
Dreaded: büyük korku Surreptitiously: kaçamak, gizlice yapılmak
Dispose: tanzim etmek
Edge: keskin kenar. Swore: yemin etmek
Wretched: perişan
Devouring: hırsla yemek Lousy: iğrenç, bitli
Peer: dik dik bakmak
Convulse: şiddetle sarsmak. Fiercely: hararetli
Enfeebled: kuvvetten düşürmek
Permanently: kalıcı, sabit

Consumer Lifestyle

Hangout:insanların birlikte zaman geçirdiği yer
Hip:buradaki anlamda trendy
Descend:aşağı inmek, alçalmak
Strut:kasıla kasıla yürümek
Imported gear:ithal eşya
Head-to-toe:baştan aşağı
Moonlights:ikinci bir işe sahip olmak, bazen geceleri
Survey:bakmak, incelemek
Brand:marka
Flock:akın etmek
Set:group
Demographic trends:populasyon istatistiklerindeki genel değişimler (doğum oranlarının artması, ölümlerin azalması gibi)
Qualm:kuşku, endişe
Money they drop:harcanadıkları para
Estimate:hesaplamak, değer biçmek
Blitz:hummalı faaliyet, sıkı çalışma dönemi
Invade:istila etmek, akın etmek, rahatsız etmek
North of the border:United State
sophisticated:karmaşık, gelişmiş
tinny:tenekeden, beş para etmez
commissione:komisyon üyesi
penetration:nüfuz etmek
linger: takılıp kalmak
segment: kesim, kitle
qualms: vicdan azabı
lack: eksik olma durumu
appeal: gercekten istemek
Lost Keys


Dziadz: büyükbaba
Downstream: akıntı yonünde
Suspend: asmak. sallandırmak. belli bir süre için durdurmak
Sociable: tatlı dilli, nazik, toplumcul
Crawler: tırtıl
Toss: havaya fırlatma. atılma. hızla oynatma
İnstantaneously: anında olan, ansızın
Stag: erkek geyik
Slippery: kaygan
Swirling: girdap, döndür/dönmek
Current: akıntı. akış.
Browns: alabalık
Jawed: ince ve uzun çeneli. avurtları çökük
Swiftness: çabukluk.
Stream: dalgalanmak uzanmak; akıntı;
Wheel hub: tekerlek göbeği
Soak: ıslanma. ıslatma.
Barely: güçbelâ, ancak
Wipe: kurulamak, temizleme
Branch: kısım, bölüm, dal
Compression: ufaltma, kısaltma, sıkışma/sıkıştırma
İgnition: oto ateşleme tertibatı, buji/tutuşma/tutuşturma
Rubbing: ovma. ovalama. sürtünme
strap: bantlamak, kayışla bağlamak.
Jingle: çıngırdamak. şakırtı
Unaccountably: açıklanamayan bir şekilde.


The Millennial Generation
Engage: meşgul
Good scouts: referring to By Scouts who promise to do their best to help others
Accumulation: biriktirme, yığma
Altruistic: özverili, fedakar
Disillusioned: üzgün,kırgın,hayal kırıklığına uğramış
Injustices: haksızlık, adaletsizlik
Weaned on: be strongly influenced by (something) from an early age.
Rear: büyütmek, beslemek
Self-indulgence: kendi isteklerine düşkünlük
Nurture: bakmak, büyütmek
Poverty: yoksulluk
Lack adequate: yetersizlik, elverişsizlik
Unprecented: daha önce yapılmamış veya bilinmeyen
Obvious: apaçık,belli
Vivid: canlı,güçlü,parlak
the outside limit ofàEdge: son limitinde area, an object, or surface.
Composed: oluşmuş
Via: Yolu ile
Troop: grup
insist on: ısrar etmek
Well-intentioned: iyi niyetli
Lay down: feda etmek
Fairness: tarafsızlık
Emerging: zuhur etmek
Diversity: çeşitlilik
Self-fulfillment: elinden geldiğince yapmak
Hard pressed: borç içinde olmak
Tackle: başarmak
Self-indulgence: kendi isteklerine düşkünlük
Point out: dikkat çekmek
Be confined to: bağlı kalmak
Carry out: yürütmek
Get along with: anlaşmak
PIRACY IN THE MUSIC INDUSTRY
Piracy: korsanlık
Unauthorized: izin verilmemiş
Duplicatiom : çoğaltma, kopyalama
Legitimate : yasal
Adversely: aleyhte, menfaatine aykırı bi şekilde
Concern: ilgilendiren şey
Development: gelişim
Distribution: dağıtım
Ordinary: her zamanki, normal
Spark: neden olmak
Rate of : oran
Accessibility: ulaşılabilirlik, faydalanılabilirlik
İncreasingly: gittikçe artarak
Widespread: yaygın
İncome: kazanç,gelir
Demand: istemek, talep etmek
Range from: bir şeyden bir şeye değişmek
Potential: olası,muhtemel
Profits: kar, fayda
Enormous: muazzam, kocaman
Unlike: farklı olarak
İnitial: ilk
Cost: masraf
Add up to: -e varmak, kadar tutmak
Fee: ücret
Beyond: ötede, ötesinde
Purchasing: satın alma
Commercial: ticari
İncur: borca – masrafa girmek
Breaching: kırma
Copyright: telif hakkı
Beat down: fiyat indirtmek
Opportunities: fırsatlar
Region: bölge,alan
Lucrative: karlı,kazançlı
Show up: çıkagelmek
Additional: ek olarak
Claim: talep,iddia,hak
İntellectual property: kişisel fikirler
Legislative: kanun koyan
Regulation: kural,kaide
Attempt: deneme,girişim,teşebbüs
Shut down: fabrikayı kapatma
İnfringement: ihlal etme
Estimate: tahmin etmek, kestirmek
Allegation: iddia
İmplement: yerine getirmek,uygulamak
Expand: genişletmek,genişlemek, büyümek
Over-inflating: aşırı şekilde fiyatları yükseltme
Advent: olayın başlangıcı
Spiraling: kademe kademe artma
THE INVASION OF WORK
Explode: yanlış olduğunu göstermek
Fingertip: parmak ucu
Blurred: bulanıklaşmış
Boundary: sınır
Quilt: yorgan
Shade: gölge, gölgeli yer
Lean up: yan yatmak
Trunk : gövde beden
Reflect: yansıtmak
Executive: yönetici
Bimonthly: 1.iki ayda bir olan 2. ayda iki kez olan
Devote to: - e bağlı , e- sadık
Confident: emin, güvenli
Permanent: kalıcı , daimi , sürekli
Likewise : keza, ayrıca
Occasionally: ara sıra, zaman zaman
Flexible: esnek
Reject: reddetmek
Appropriately: uygun bir şekilde
Dubbed: şeklinde çağrılan
Recognition: tanıma, farkında olma
Quotes: fiyatlar
Ensures: ardından gelmek, izlemek
Headlines: başlık , manşet
İnfamously: adı kötüye çıkmış bir şekilde
İnitially: başlangıçta, önce
Competitor: yarışmacı
İncorporating: içermek kapsamak
Peering: dikkatle bakmak
Detrimental: zarar veren zararlı
Freelancer: serbest çalışan
Backlash: tepki
İnvasion: istila, saldırı, akın
Separation: ayrılma, ayırma
Burnout: işe karşı olan hevesi sönmek
Desirable: arzu edilen
Tackle: bir problemi ele almak
Contrary: ters, zıt, aksi
A HANDFUL OF DATES
Grumble: şikayet etmek, yakınmak
Recite: ezberde okumak, anlatmak
Wooden: ağaçtan yapılmış
Dart off: aniden kaçmak
Slate: levha
Swallow: yutmak
Plunge in : hemen dalıvermek
Gaze: gözünü dikip bakmak
Tribe: kabile, boy, aşiret
Luxuriant: gür
Slender: ince , narin
Bunch: salkım, demet, grup
Ablution: dua etmeden önce vücudun yıkanan kısımları
Lilting: ses tonundaki güzellik
Fancy: hayal etmek, zannetmek
İndolent: tembel, üşengeç
Stretch out: uzuvlarını olabildiğince uzatmak
Palm: palmiye
Descend upon: inip saldırmak, hücum
Resembled: benzemek
Gurgling: çağıldama
Shabby: üstü başı eski püskü olan
Lame: topal
Dilapidated: harap, köhne, yıkık dökük
Saddle: eyer,semer
Torn: yırtık, yırtılmış
Sleeve: giysi kolları
Jostle: itip kakmak, itelemek
Approaching: yaklaşma, yanaşma
Glance: bakış, -e göz atmak
Harvesting: hasat, hasat zamanı
Sparkled: pırıldamak, parlamak
Momentarily: bir anlık
Aloof: uzak duran
Hacking: çentmek, yontmak, kıymak
Clump: yığın küme
Sickle: orak
Throbb: kalbi hızla çarpmak
İnward: fikir ve ruhun derinliğine doğru
Embarrasment: utanma, utanç duyma
Bin: kömür vb. saklamak içi kap
Pour : dökmek, dökülmek
Sack: torba, çuval
Surfeited: fazlasıyla dolu, fazlalık
Froth: köpükçükler çıkarmak
Bray: anırmak
Garment: giysi
Rasping: rahatsız edici kulak tırmalayıcı ses
Slaughter: kasaplık hayvanı kesmek
Chest: göğüs
Hesitate: tereddüt etmek
Spew up : kusmak
Rein: dizgin, yular
Pity: acıma merhamet
INEQUALITY THE WORLD
İnequality: eşitsizlik
Triumph: zafer, parlak başarı
Bottom: dip, alt , temel
Ofset: telafi etmek
Reinforce: takviye etmek, desteklemek
Prerequisite: önkoşul
Distinct: ayrı, farklı, başka
Grim: korkunç, amansız
Ratio: oran
Wage: ücret, yevmiye
Stimulate: uyarmak, teşvik etmek
Growth: büyüme, gelişme
Affluent: zengin
İmmigrant: göçmen
Restrictions: kısıtlama
Undermining: yavaş yavaş sinsice zarar vermek
Commitment: bağlılık, sadakat, taahüt
Persistent: inatçı devamlı sürekli
Conquered: fethedilmiş
İndigenous: bir yere özgü
Landowner: emlak ve arazi sahibi
Unarmed: silahsız
Unequal: eşit olmayan , düzensiz
Predictable: önceden tahmin edilebilen
Racial: ırkçı
Discrimination: ayırt etme, ayırım
Fertility: verimlilik
Nutrition: beslenme, besleme
Declines: azalmak, düşmek
Perpetuate: sürdürmek, devam ettirmek
Prosperity: refah
Justifiable: yapılması iyi sonuçlar doğurabilecek durumlar
İnnovation: değişiklik yapma yenilik getirme
İncentive: özendirici şey
Devastating: harap edici
Fiscal largesse: hükümettin işçi ve fakirler yararına yaptığı harcama
Failure: başarısızlık, fiyasko, iflas
Scarce: seyrek, nadir
Exceed: geçmek, aşmak
İntensive: şiddetli, yoğun
Reliance: -e güven
Represent: - i temsil etmek
Asset: değerli bir nitelik, önemli nokta
Acquire: elde etmek , kazanmak
Broadly: kabaca, yaklaşık olarak
Sustained: başından sonuna kadar aynı güçte aynı kalitede sürdürülen
Misplaced: yanlış yere koymak, kaybetmek
POOREST WOMEN GAINING EQUALITY
Wrapped: sarılmış, paketlenmiş
Fabric: kumaş, bez
Bankbook: banka cüzdanı
Woven: dokunmuş, örülmüş
Mat: hasır
Squat: çömelmek
Fold: katlamak, bağdaş kurmak
Row: sıra, saf
Count out: sayarak bırakmak
Chattering: geveze
Clamber: güçlükle tırmanmak
Arrange: düzenlemek , tertiplemek
Loan: borç para
Rural: kırsal
İmpoverished: yoksullaştırmak
Households: ev halkı
Conclusion: sonuç, netice
Charity: merhamet, sadaka
Moneylender: faiz karşılığı borç para veren kimse
Creditworthy: borcunu ödeyebileceğini düşünmek
Turn down: reddetmek, geri çevirmek
Deliberation: üzerinde düşünme, müzakere
Confront: -e gidip söylemek
Evidence: kanıt, delil
Grant: kabul etmek, razı olmak
Lending: borç verme
Collateral: borca karşı gösterilen teminat
Negotiation: müzakere görüşme, engeli aşma
Establish: kurulmak
Conventional: geleneksel
Wisdom: irfan, bilgelik
Dowry: çeyiz
Subsequent: sonraki
Boast: övünmek
Boost: yardımcı olmak
Alleviate: azaltmak, hafifletmek
Replication: kopya
Consistently: tutarlı bir şekilde
Sufficient: yeterli, kafi
Pool: grup
Accountant: muhasebeci
Fate: kader
Forefront: önplan
Eradication: yokluk
Subsidize: -e para yardımında bulunmak
Target: hedef, nişan, amaçlamak
İnstallment: taksit
Be in default: bir yükümlülüğü yerine getirmede sıkıntı çekme
RIPE FIGS
Ripe: olgun
Fig: incir
Sugar cane: şeker kamışı
Tender: yumuşak
Marble: mermer
Warm: ılık
Humming-bird: sinek kuşu
Fence: parmaklık
Beneath: aşağıdan, aşağıya
Gnarled: boğum boğum
Branche: dal
Disconsolate: çok kederli
Placid: sakin
Dainty: narin, zarif
Platter: servis tabağı
Dozen: düzine
Restless: uykusuz
Plumpest: dolgun, en tombul
ADVICE TO MY SON
Trick: sır
Shatter: paramparça etmek
Windshield: otomobil ön camı
Shell: mermi çekirdeği
Approximation: tahmin
Squash: kabak
Peony: şakayık çiçeği
Crave: can atmak, çok istemek
Sustenance: yiyecek bişeyler
Honied: bal gibi tatlı
ENDANGERED LANGUAGES
Endangered: yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
Wistfully: özlem dolu, hasret dolu
Fluent: akıcı bir şekilde konuşan
İnhabitants: sakinleri , oturanları
Uniquely: emsalsizce
Revival: canlandırma
Linguist: dilbilimci
Glacier: buzul, ağır akan buz nehri
Damage: zarar vermek
Evolve: yavaş yavaş gelişmek
Amid: ortasına, ortasında
Shrink: azalmak, değerini yitirmek
Extinct: nesli tükenmiş
Stunned: sersemletme, -i şoke etmek
Thick: kalın, sık
Primitive: ilkel
Esteem: -e saygı duymak, saygı, itibar
Labial: dudaktan çıkarılan ses
Blare: boru sesi gibi ses çıkarmak
Small pox: çiçek hastalığı
Conquest: fetih
Requires: gerektirmek, icap etmek
Bribes: rüşvet
Considerable: oldukça çok, hatırı sayılır
Homogenizing: bağdaştırma
İngredient: karışımdaki madde
Trivial: saçma, abes, önemsiz
Paddling: kürek çekmek
Futile: boş, nafile, abes
CRICKETS
Tucked away: bir şeyi saklamak
Bowler: bir çeşit erkek şapkası
Dissolve: feshetmek
Mustered into: orduya çağrılmak
Alley: dar sokak, ara yol
Pathetic: acıklı, dokunaklı, kullanışsız
Gesture: el,kol, baş hareketi
Gunner: topçu
Scorn: tepeden bakma küçümseme
İdiot: gerizekalı, dangalak
Refugee: mülteci
Paddies: çeltik tarlaları
Delicate: kırılgan, nazik
Proud: gururlu, mağrur
Wrinkle: buruşturmak, kırıştırmak
Corny: aptalca
Hanging around: başıboş gezerek beklemek
Crow: ötmek
Slouch: tembel tembel yürümek
Shivere: ürpermek
Deport: sınırdışı etmek
Boyish: çocukça, çocuk gibi görünmek
Bluffing: blöf yapma
İmpulse: ani istek
Ploy: manevra, hile taktik
Porch: yanları açık varenda
Undergrowth: ormandaki büyük ağaçların altında yetişen küçük çalıcıklar
Prowl: sinsi sinsi dolaşmak
Sprout: filiz, tomurcuk
Flicking: çabuk bir sallama hareketi
Sliver: kıymık
Squirming: kıpırdanma
Shifting: kımıldanma
Urge: vazgeçirmeye çalışmak
Stiff: katı, sert
Cut to the chase: fikrini açıkça söylemek
Despair: umutsuzluk
Twirl: hızla dönmek , hızla döndürmek
Crawled: sürünmek, emeklemek
Tuft: tutam
Grass: çimen
Drope: damlatmak, damlamak
Vague: belirsiz
Muddy: çamurlu, bulanık
Hose: hortum
Azalea: açelya
Bush : çalı
Vagueness: belirsizlik
İnert: yavaş ilerleyen
Smudge: leke bulaşmak
Slamme: kapıyı çarparak kapatmak
Massive: büyük ve ağır
PROTECTING THE WILD
İnfertility: verimsizlik, kısırlık
Miracle: mucize
Purpose: niyet, maksat
Vial: ufak şişe
Specimen: örnek, numune
Convincingly: inandırıcı bi şekilde
Poaching: yasak avlanma
Compel: zorlamak mecbur etmek
Exceptional: olağanüstü, fevkalade
Pace: hız tempo
Artificial: yapay
İnsemination: dölleme
Breed : üretmek yetiştirmek
Wooly: tüylü
Carcass: leş , ceset
Convert: bir durumdan başka bir duruma getirmek
Entrepreneur: girişimci
İnbreeding: aralarında akrabalık bulunan hayvan veya insanların çocuk yapması
Captivity: tutsaklık
Endeavor: yapmaya çalışmak gayret etmek
Predators: avcı hayvanlar
Breakthroughs: büyük buluş
Survival: hayatta kalma
Reversing: - e büyük saygı duymak
Prolonged: uzatmak , devam ettirmek
LIFT THE BAN ON IVORY
İnsure: sağlamak, temin etmek
Accomplish: başarmak, üstesinden gelmek
Utilization: kullanım, yararlanma
Controversy: hararetli tartışma
Settlement: yerleştirme, iskan
Rifle: tüfek
Smuggling: kaçakçılık
Auctions: açık arttırma
Stockpiles: stoklama
Compromise: tarafların karşılıklı ödün vererek yaptığı anlaşma
Resume: devam etmek
Ambling: rahat rahat yürüme
Swell: kabarmak, şişmek, artmak
Appetite: istek, arzu
Deputy: yardımcı vekil
Sustain: ayakta tutmak, - in yaşamasını sağlamak
Scrutiny: dikkatle bakma inceleme
Obtaine: elde etmek, edinmek , sağlamak
Verify: doğrulamak, teyit etmek
Continent: kıta, anakara
Requirement: ihtiyaç, gereksinim
Support: desteklemek , yardımcı olmak
Subsist on: ile geçinmek, ile yaşamak
Alongside: yanına, yanında
Subsistence: kendini geçindirme
Arid: kuru iklim
Wilderness: ıssız yer
Adjoining: bitişik bitişikteki
Crop: ürün, mahsül
Wrest: birinden zorla çekip almak
Trample: ayak altında çiğnemek
Peasants: köylüler
Scheme: gizli düzen, entrika
Paradigm: bir şeyin açık ve belirgin örneği
Foster: beslemek büyütmek
Grave: ciddi vahim
Reap: ekin biçmek
Designated: göstermek işaret etmek
İncentive: isteklendiren, özendirici
THE FINAL FRONTIER
Monumental: anıtsal, muazzam
Capture: zaptetmek, ele geçirmek
Stunt: dikkat çekici gösteri
Realm: krallık, alan
Tremendously: çok, son derece
Frontier: sınır hudut
Starstruck: çok ilginç
Advocacy groups: özel ilgi alanlarına yönelik grup
Annually: yılda bir
Terrestrial: yer yüzüne ait karasal
Submersible: su altı aracı
Entity: varlık
Visionary: hayalperest
İnevitable: kaçınılmaz
Pristine: bozulmamış, saf
Foresees: önceden görünmek, önceden sezmek
Pilgrimage: hac
Part with: -i bırakmak
Groundwork: ön hazırlık ten istemek
n\a
(03/01/2008 - 18:08)
Kelimelerin fazlalığı gözünüzü korkutmasın. Aynı kelimeler birkaç defa geçiyor olabilir. Bazıları da zaten bildiğiniz kelimeler.(support, resume, idiot, ordinary falan...)

Bir de muhafiyet değil de muafiyet olarak yazarsak daha doğru olur. Kolay gelsin...
eozsoyeri
(03/01/2008 - 18:31)
USERNAME ne yaptın sen bu kelimeler çok fazla
Yani bunlar yazılarda geçen neredeyse bütün kelimeler.Hocaların Target Vocabulary diye verdikleri ve sınavda ilk boşluk doldurmayı içinden sordukları liste her bölüm için 15-20 kelimeden oluşuyor.Bunları ezberleyeme kalkmayın bence
abay
(03/01/2008 - 19:04)
cok saol username

n\a
(03/01/2008 - 19:41)
doğru söylüyorsun eoz. Ama ne yapalım elimizde bunlar var. Çoğunlukla confront, sustain gibi soyut kelimeleri sorarlar. Siz seçersiniz...

Cevap Ekle

 
a305teyim.com © 2007 - forzamakine tarafından hazırlanmıştır.
a305teyim.com YTÜ makine mühendisliği öğrencileri tarafından hazırlanmış olup, burada yazılan hiçbir içerikten sorumlu tutulamaz. yazılan her yorum kişinin kendisine aittir.
a305teyim.com üyelerinin kişisel verilerini saklı tutar, başka kurum ya da kuruluşlarla paylaşmaz ancak gerektiğinde yasal mercilerin istemesi üzerine bu bilgiler aleyhinize kullanılabilir.